25 Yıl Boyunca Bir Odada Kilitli Kalan Blanche Monnier

Blanche Monnier

Blanche Monnier, Fransa’da yaşayan ve en trajik hayat hikayelerinden birine sahip olan bir kızdı. 1 Mart 1849’da, o zamanlar harika bir aile olarak gösterilen Monnier ailesinin evladı olarak, Fransa’nın Poitiers kentinde doğdu. Güzelliği, fiziksel görünümü ve iyiliği ile herkes tarafından sevilen ve beğenilen bir kızdı. Bu özellikleri nedeniyle evlilik için taliplileri de oldukça fazlaydı. Aristokrat olan ailesi ise kızlarının evlenmesine karşı oldukça isteksizdi. Blanch Monnier’in trajik hayat hikayesinin sebebi de ailesinin evliliğe dair bu yaklaşımı oldu.

Herkesten ve Her Şeyden İzolasyon

Evlilik maksadıyla aldığı mektuplar özellikle annesinin oldukça kızdığı bir noktaya ulaştı ve o günden sonra Blanche Monnier ortadan kayboldu. Annesi Louise Monnier kızını bir odaya kilitledi ve odasının camlarını da hem güneş ışığının odaya girmesini hem de dışardan birinin kızlarını görmesini engellemek amacıyla komple kapattı. Bu hareketiyle kızını tüm herkesten izole etti. Odasındaki yataktan kalkmasına ve hijyenini sağlamasına izin vermedi. Blanche, annesinin bu hareketi nedeniyle ömrünün yarısını geçirmek zorunda kaldığı bir yatakta yemeğini yedi ve tuvaletini de yine o yatakta yaptı.

Blanche’i soran tanıdıklarına ise kızlarının Birleşik Krallık’ta yatılı bir okula gittiğini ve bu sebepten dolayı yakın zamanda geri dönemeyeceği yalanını söylediler. Bu yalanlarda kızlarının güneş ışığından bile muzdarip bir odada tam 25 yıl geçirmesini sağladılar, ne acı…

Korkunç Keşif

Blanche Monnier odaya kapatıldıktan tam 25 yıl sonra, 23 Mart 1901 yılında Paris’de bulunan bir başsavcı şehirde tanınmış bir ailenin kapalı kapılar ardında bir şeyler sakladığını belirten isimsiz bir mektup aldı. Bahsedilen aile Monnier ailesiydi. Bu mektubun günümüzde kimin tarafından yazıldığı hala bilinmiyor fakat ailenin hizmetçileri tarafından yazıldığı düşünülüyor.

Başsavcı Mösyö: Sizi olağanüstü derecede ciddi bir olaydan haberdar etmekten onur duyarım. Madam Monnier’in evinde kilitli kalmış, yarı aç ve son yirmi beş yıldır çürük bir çöpte yaşayan bir kız evladından bahsediyorum. Tek kelimeyle, kendi pisliği içinde.

Blanch Monnier’in 25 yıl kapalı tutulduğu odada bulunduğu an

Monnier ailesi, mektuptaki iddiaları araştıracak görevlileri isteksiz kılacak ve araştırmaların yapılmasını engelleyecek kadar saygı duyulan ve oldukça geniş bir çevreye sahip güçlü bir aileydi. Fakat tüm bunlara rağmen yetkililer Monnier malikanesini araştırmaya gittiler. İlk bakışta malikane oldukça temiz görünüyordu, ta ki müfettişlerden birisi odalardan gelen çürük kokuyu farkedinceye kadar. Kokunun geldiği odaya geldiklerinde müfettişler asma kilit paslı göründüğü için odanın çok uzun zamandır kilitli bırakıldığını anladılar. Asma kilidi kırdılar ve hızlı bir şekilde odaya girdiler. Odada karşılaştıkları manzara içler acısıydı. Oda ile alakalı tutulan raporda şunlar yazıyordu;

Çürümüş bir şiltede yarı çıplak bir şekilde yatan kadın aşırı derecede yetersiz beslenmiş görünüyordu. Etrafında yiyecek parçalarından ve dışkıdan meydana gelen bir kabuk oluşmuştu. Yatağın etrafında gezinen böcekler gördük. Odanın içindeki hava o kadar dayanılmazdı ki, artık araştırmaya devam etmemiz imkansızdı.

Oda o kadar karanlıktı ki müfettişler camlardaki barikatları dışarıdan kırmak zorunda kaldılar ve Blanche Monnier tam 25 yıl sonra güneş ışığıyla buluşmuş oldu. Blanche Monnier bulunduğunda sadece 25 kiloydu, ayaklarının üzerinde durması imkansızdı ve sağlık durumu da oldukça kötüydü. Hastaneye götürüldüğünde ilk söylediği şey temiz hava solumanın ne kadar harika bir duygu olduğuydu. Blanche ile karşılaşan doktorlar ise bu şartlar altında 25 yıl yaşayarak nasıl hayatta kaldığını anlamakta güçlük çektiklerini belirttiler.

Yargı Zamanı

Bu olaylardan sonra tüm Monnier ailesinin tutuklanarak sorguya çekildiği büyük bir dava başladı. Anne Monnier, tutuklandıktan 15 gün sonra kalp rahatsızlığı nedeniyle öldü fakat birçok kişi ilaç içerek intihar ettiğini düşünüyor.

Blanche’in erkek kardeşi Marcel Monnier bu suçtan annesini sorumlu tutarak kendini temize çıkarmaya çalışmasına ve tüm suçlamaları reddetmesine rağmen 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

25 yıllık esaretten sonra Blanche için hayat kolay değildi. Odadan kurtulduktan sonra koprofili, şizofreni ve diğer ruhsal hastalıklar ile boğuştu. Tüm bu sağlık sorunları nedeniyle bir psikiyatri hastanesine gönderildi ve 1913 yılında bu hastanede hayata gözlerini yumdu.

 


Kaynak

The Person Who Was Locked in a Room for 25 Years, Andrepi Tapalaga

Kelimeler dokunsun kalbinize.