Yeniden Çekilen Diziler/Filmler ve Politik Doğruculuk

90’lardan bu yana dünyayı etkilemeye devam eden ve popülerliğini korumaya kararlı bir dizi var: Friends. 90’ların son yıllarında doğmuş bir genç olarak Friends’i izlediğimde dizinin yayınlanmaya başlamasının üzerinden neredeyse 25 sene geçmişti. Bu 25 senede dizi film sektöründe çok şeyin değiştiğini görmek için karşılaştırmalı olarak yeniden çekilen yapımlara birer bölüm bakmak bile yeterli. Friends günümüzde çekilseydi alacağı tepkileri hayal edebiliyor musunuz? Bütün karakterlerin beyaz olması, dizide yan rollerde bile siyah karakterlere yer verilmemesi, toplumun sadece ayrıcalıklı bir kesiminin anlatılması, onların sorun bile olmayan problemleri, şişmanlık başta olmak üzere fiziksel görünüşlerle dalga geçilmesi, LGBT için duyulan negatif tutum, Ross’un akademik başarıları hakkındaki küçümseyici yorumlar ve cinsiyet rollerine tamamen uyan kahramanlar sadece benim aklıma gelen linç edilebilecekleri birkaç konu. 

Friends

Günümüzde başta Netflix olmak üzere Amazon Prime, Blutv ve Hulu gibi dijital dünyada dizi ve film yayınlayan bütün şirketlerin tepki çekmemek adına veya başka sebeplerle politik doğrucu olmaya çalıştığını görebiliyoruz. Artık Netflix’teki her dizide eşcinsel bir karakter var. Marvel, süper kahraman filmlerinde figüranların arasına tesettürlü kadınlar serpiştiriyor. Yeniden çekilen yapımlarda daha önce beyaz olan karakterler siyah olabiliyor. Hatta Harry Potter örneğinde olduğu gibi -The Cursed Child tiyatro oyununda- bütün kitaplarda beyaz olarak tasvir edilen Hermione karakteri siyah olarak karşımıza çıkıyor ve serinin yazarı J.K. Rowling “Ben asla Hermione’nin beyaz olduğunu söylemedim, yazmadım.” diyebiliyor.

Harry Potter and The Cursed Child

Twitter’ın öncülüğünü üstlendiği bir duyar ve linç kültürü içinde yaşıyoruz. Bu da bir noktada dizi/film yapımcılarının politik şekilde doğru olmak adına olmadık şeyler yapabilmesine neden oluyor. Çeşitlilik ve bu çeşitliliklerin dizi film sektörüne yansıtılması çok hoş ve olması gereken bir şey. Ancak artık bazı şeylerin doğrucu ve çeşitlikçi olmak adına bu kadar klişe hale gelmesi beni dizi ve film sektörünün geleceği hakkında endişelendiriyor. Afrika toplumlarının ve kültürünün, tesettürlü kadınların çoğulcu anlayışta birer figüran olmaktan öteye gidememeleri beni rahatsız ediyor. Mistik doğu, Egzotik Afrika, özgürlükçü Amerika ve neşeli gay karakter gibi stereotipler oluşmaya başlıyor. Standart haline gelmiş ayrıcalıklı beyazların dünyalarını yıkalım, daha fazlasını gösterelim derken aslında fazlası olan kesim belli kalıplar içine sıkıştırılıyor. Özellikle yeniden çekilen dizi ve filmlerde karakterlerin aslının ‘araya bir siyahi katalım, güçlü kadın karakter olsun, bir tane de şişman olsun’ mantığıyla değiştirilmiş olması hayranları rahatsız ediyor.

Peki Nedir Politik Doğruculuk?

Dizi film sektörünün kaş yapmak isterken göz çıkarmasının sebebi politik doğruculuk ve çoğulculuk kavramlarının yanlış anlaşılmış olması. Peki nedir politik doğruculuk? Gürler (2020) bu kavramı “farklı kültür, dil, ırk, cinsiyet ve kimliklere sahip kişileri incitmemek, marjinalleştirmemek veya dışlamamak amacıyla söylemlerin özenle kullanılması gerektiğine işaret eden düşünce ve uygulamalardır.[1] olarak tanımlıyor. Mantıken bakıldığında oldukça faydalı ve olması gereken bir durum gibi görülse de iş uygulamaya geçince istenilmeyen durumlar ortaya çıkıyor. Çeşitliliklerin desen olarak kullanılması, yanlış aktarımlar, gerçeklikten uzaklaşılması, sosyal ilişkilerin ve durumun olduğundan farklı yansıtılması ve ifade özgürlüğüne engel olduğunun düşünülmesi kavramın tartışılabilir hale gelmesine neden oluyor.

Medyanın etkileme potansiyeli artık reddedilemeyecek kadar göz önünde. Film ve dizilerdeki spiritüel olaylara yönelmiş, barış ve huzurdan başka bir şey düşünmeyen, inzivaya çekilip tütsü yakan Uzakdoğulu insan tipi ne kadar gerçekçi? Çeşitli olalım derken yoksa bütün Uzakdoğulular belli kalıplara mı sokulmaya çalışılıyor? Sosyal farkındalık yaratabilecek dizi ve filmlerin her şeyin harika olduğunu, bütün dünyada Müslümanlara karşı hoşgörülü olunduğunu, bütün şişmanların sevimli ve neşeli insanlar olduğunu göstermesi nasıl bir fayda sağlayabilir? Politik doğrucu olalım, kimseyi incitmeyelim kızdırmayalım derken sorunların adeta görmezden gelinmesi konunun ne kadar yanlış anlaşıldığının göstergesi.

Politik doğruculuk kişiden kişiye göre yorumlanabildiği, yanlış anlaşıldığı, insanların hassasiyetlerinin bir sınırı olmadığı ve her insanın kendine göre bir kutsalı olduğu için bir süre sonra linç kültürünü beslemeye başlıyor. Bunun önüne geçebilmek için kavramın özünün anlaşılmış olması, güçlü heteroseksüel beyazların dışında kalan kesimin birer çeşit olarak görülmesinden vazgeçmek gerekiyor.

Fate: The Winx Saga

Politik doğruculuk kavramının siyasi ve toplumsal çok boyutu var ancak ben bu yazıda yeniden çekilen dizi ve filmler üzerinden incelemeyi seçtim. Örneğin yakın zamanlarda çocukluğumun çizgi filmlerinden Winx’in yeniden çekilmiş versiyonu olan Fate: The Winx Saga isimli diziyi izledim. Çizgi filmde ‘beyaz olmayan’ şeklinde tasvir edilen  Terra (Flora, ancak Netflix ismini değiştirmeye karar verdi) karakteri, Netflix dizisinde beyaz bir oyuncu tarafından canlandırılıyor. Hollywood’da ‘whitewashing’ (beyazlaştırma) olarak adlandırılan bu terim, bir karakterin etnik ve kültürel farklılıklarının bir kenara atılıp rolün beyaz bir oyuncuya verilmesi anlamına geliyor.[2] Ayrıca çizgi filmde tamamen zayıf bir kız olan Flora dizide kilolu olarak gösteriliyor. Doğu Asyalı olan Musa ve Latin kökenli Flora karakterlerinin ırkları da dizide değiştirilmiş. Bunlara rağmen diziye siyahi bir karakter eklenmiş.

Fate: The Winx Saga dizisi politik doğruculuğunun ne kadar yanlış uygulandığının bir göstergesi. ‘Siyahi karakter ekleyelim, şişman bir karakter ile body positivism yapmış olalım ancak karakterlerin ırklarını değiştirmekte bir sorun görmeyelim.’ fikriyle yapılan dizi farklılıkların zenginlik değil çeşitlilik olarak gösterilmesinden öteye gidemiyor.


[1] Gürler, G. (2020). Ofansif Mizah, Toplumsal Eşitsizlikler ve Politik Doğruculuk Stand-Up Komedileri Üzerine Eleştirel Bir Analiz. Ankara Üniversitesi İLEF Dergisi, 7(1), s. 137-166.

[2] https://www.webtekno.com/winx-efsanesi-kader-neden-simdiden-elestiriliyor-h103727.html